Geçmiş,yalnızlık ve korku; kum saatinin, ''boşalıp önüme akan'' beynime sıvadığı üç bilinmez.Yoksa, kördüğüm bir ricat tenakuzu mu dayatıyor çirkin sfensler gölgeler ülkesinden?...
Masum sorularıma cevap ver ey çağım!..Ben hangi, korkuların emzirdiği raşitik çocuğum? Ruhum, acizliğimin mancınığıı ile bir şeyler fırlatıyor geçmişime. Acaba, gelecek denilen muamma, bu mancınığın yayındaki tanımlanamayan kuvvet mi? Ya taşların, kayaların düştüğü kayıp öteler?
'' Kurtar beni bu kahredici sahradan'' , diye yakarsam,sana ulaşır mı ey ruhumun efendisi !...
Önce ''yılan deliğine gizlenen bıçak'' çıkarıldı ''sarı karanlığa'', sonra kutlu bir sır boğazlandı, masum bir soru kurşuna dizildi, nazlı bir cevap sehpaya gönderildi. Gerçek, cinnetin kirli tahtı önünde baldıran içmeye zorlandı. Ardından derin bir sessizlik ..Sadece ''uçurum başında titreyen'' gül-sarı ağladı, sessizce...
Ben, ikibinyediyüzseksenüç'ün tekler serisinden garip bir adem; milliyetsiz,ahlaksız,inançsız bir hilkat ucubesi..
Ya sen kimsin ey gölgem?...
Cemil KUTLU