Türk arşivlerinde iki bin cilt
kadar bulunan ana defterler sayesinde belirli bir tarih ve imparatorluk içinde
herhangi bir bölgede yaşamakta olan yetişkin erkek nufusunun, ellerinde ki toprak
miktarının çift ve yarım çiftlikten az topraklı veya topraksız olarak
gösterılen işaretler vergi hükümlülüğü ve bazı rakamlarla birlıkte kendı
ısımlerı ve babalarının ısımlerıni kaydedilmiş olarak bulmaktayız.Ayrıca sayım
bolgelerınde kı ekimlerin nevilerini ve
miktarlarını gösterır bılgıler hatta örf ve adetleri ile vergi sistemlerini
gösteren kanunnamelerde bu defterlerde bulunur.
Bu defterlerde bac ve resimlerin toplandıgı
geçit, Pazar, panayır, maden ocakları ve tuzlalar gıbi yerlerin gelirleri ve
işleyişleri kaydedilmiş bir şekilde bulunur. İmparatorluğun yollarının bekleyen
derbentler yol ve köprü tamir edenler, madenciler, şapcılar, tuzcu ve yağcılar
gibi görevlilerde mevcut belgelerde yer alır. Tımar arazileri ve vakıflar ve
bunların gelir kaynakları-hukuki statü ve idareleri de bu defterlerde bulmak
mümkündür.
Osmanlı
İmparatorlugu nufus ve sayım kayıtları tuttuğu zamanlarda Avrupalı devletler
henüz basit listeler dağınık ve parçalı sayımlar yapmakta idi. Bu bakımdan Osmanlı
istatistiksel malzemeleri onarım tarihi degerini artırmaktadır.
İDARİ-MALİ DÜZENİN ZORUNLU BİR ARACI OLARAK
SAYIMLAR
Osmanlı
ımparatorluğunun kuvvetlı merkezci bir ıdare sıstemı geliştirmiş ve bu sistemı
uzun bır muddet yaşatabılmıştı. Sayımlar ilmi alakalarla ve istatistik malzeme
toplamanın yanında sayım sistemlerinin kurulmasını ve uzun bır muddet
başarılıyla uygulanmasını saglamıştır. Osmanlı İmparatorlugu askerlerın
memurların maaşlarını dogrudan dogruya merkezi devlet hazinesinde toplanan
parayla ödemiyordu. Bu sebeple eyaletlerde ki vergi gelirleri üzerine çekilen
ödeme emirlerine göre tahsisat yapılıyordu. Askeri ve idari görevlilerinin
karşılıgı olan maaşları ve diger masrafları, ilgililerın bulundukları yerlerde kı
kendi hesaplarına bir tahsildar gibi toplama imkanı sağlayan dirlik beratlari
temin ediliyordu.
İmparatorluğunun
genel vergi gelirinin %37 elinde tutan tımar sahipleri yanında memleketin umumi
gelirlerini %12’ni tassaruf eden vakıfların durumu da tımarlara benzer
niteliktedir. Devlete ait olması gereken kaynakların bir kısmını ayrılıp
muayyen hizmetlere tahsis edilmiştir. Bu suretle merkez idaresinin elinde
memleket gelirlerın ancak %39 elinde kalmaktadır. Bu rakam mısır eyaletini
gelirleriyle birlikte %51 çıkmaktadır. Böle bır sistemın düzenli olarak
işlemesi için devletin her türlü vergi geliri kaynakları en ufak bölümleriyle
ayrıntılı olarak tayin ve tespit edilmelidir.
Aksi takdirde dirlik
sahipleri gelir kaynakları mahallerinde bulamayacaklar ve görev yapma
kudretlerini kaybedeceklerdir. İmparatorluğun uzun müddet askeri gücünü teşkil
eden tımar sisteminin ayakta kalması, genel sayımların sıhhatli ve sıksık
yapılmasına baglıdır. Nüfus ve vergi sayımlarının kaydedilmiş olduğu tahrir
defterleri imparatorluğunun kendisine mahsus bir örgütlenme biçimidir. Bu
sistem 17.yüzyılda sonra bozulmaya ugramıştır.
SAYIMLARIN TARİHİ
GEÇMİŞİ
Osmanlı İmparatorluğu’nun yapmiş
oldugu bu sayımların eski İslam-Türk devletlerin de veya daha önce Çin, Roma
veya İran’da yapılmış olan tahrirlerle benzerliği bulunmaktadır. Osmanlı İmparatorlugu
bu uygulamaları geniş memleketlere yayarak tatbik etmiş ve şekillendirmiştir.
Bu uygulama eski Mısır’da
sülalaler devrinde başlamak üzere mumtazam bir şekilde yapıldığı
anlaşılmaktadır. Mısırda sıksık yapılan bu tahrirlerle herkesin elindeki toprak
miktarı ölçülür sınırları tayin ve tespit edilirdi. Bu belgeler mabetlerde
muhafaza edilen özel bir arşiv dairesinde bulunmaktadır. Nusuf ve vergi
sayımlarının ileri derecede uygulayan diğer bir devlette Roma İmparatorlugu’dur.
Romalılar bu tahrirlerde, kişilerin isimlerini, aile bilgilerini,vergi tabiye
servetini,kölelerini,arazilerini ve diger malların hepsini kaydederlerdi.
ESKİ TÜRK İSLAM DEVLETLERINDE SAYIMLAR
Osmanlıdan önceki Türk Devletlerı’nde
tahrır defterlerı tutulmaktaydı. Muslumanlar Mısır ve İspanyada , Selcuklular İran’da
, İlhanlılar İran ve Hindistan’da tahrirler yapmışlardır. Anadolu Selçuklarında
sayıma tabi tutulmamış defter de olmayan yer kalmamıştır. Bunun için Osmanlı
tahrir tutmakta Bizans’ı örnek almak yerine Anadolu Selcuklular’ından
yararlanmışlardır. İlk Osmanlı padişahları zamanında vakfiye ve mülknamalerinin
tetkiki yapılmıstır. Bu da bıze Osman Bey ve arkadaslarının okur yazar olmayan
basıt göçebe lıderlerı olmadıklarını gostermektedır.
Selcuklular’da
tahrirler yüksek mevkı ve rütbe sahibi Türk memurları tarafından tutlmaktaydı. Türk
İslam devletlerınde uygulanan idare usülleri, memurıyet ünvanları her türlü
muhasebe usul ve hesapları tertip edilmiş ve uygulanmıştır.
SAYIMLAR NİÇİN VE NASIL YAPILIYORDU?
A-)SULTANLARIN TAHTA ÇIKIŞIYLA
YAPTIRILAN SAYIMLAR
Tahrır defterlerının nasıl yapıldıgını ogrenmek için bugün
elımızde olan belgelerden yararlanıyoruz. Sultanların tahta çıkışı yeni
sayımlarının yapılmasına vesile oluyordu. Padişah degiştikce dirlik ve makam
sahıplerının ellerınde kı beratlar iptal oluyordu ve beraatlerin yenı sultandan
tecdid ettirmeleri gerekiyordu. Bu formalıteden ıbaret bır durum degıldı. İlgililerın
durumunun mahalinde yapılacak tahrirlerin saptanmasına ve deftere gecırılmesıne
gerek duyuluyordu. Yenı sultan ulkesının gercek durumunu ve varlıgını bütün ayrıntılarıyla tesbıt ettırerek
tanıması gerekıyordu. Ülkesınde ki yakın uzak her tarafta tahrırler
yaptırılması yenı padişah için vacip oluyordu.
Osmanlı imparatorlugunda yapılan
genel sayımların yenı padişahın tasavvurunda olan topraklarda bir çok
yolsuzluğun önüne geçilmesi ve memlekette geniş ölçüde mali veya askeri bır
takım duzenlemeler yapılması gerekmektedir. Türkiye de ilk zamanlarda nufus ve
vergı sayımların ne maksatla ve ne zamanlarda yapıldıgını gostermek bakımından
defterlerın basına bir önsöz eklenmiştir.
B-)FETHEDİLEN TOPRAKLARDA YAPILAN
TAHRIRLER:
Osmanlı İmparatorlugu fethetmiş oldugu
toprakların sultanın mülküne katılmasını ve hukuk bakımından tespıt etmek ve
bölgenın envanterini tertip etmek için tahrir defterleri tutulmustur. Bu
toprakların kaynaklarının tımarlı sıpahılere ve multezımlere devrı için bu
sayımların yapılması gerekıyordu. Savaşların uzun surdugu yerlerde dısardan
gelıp yerleşmek ısteyecekleri korkutmamak ıcın sayım işi iki veya üç yıl
geciktiriyordu.
Toprak tasarrufunda tahrır işinin
geciktirilmesi birçok soruna sebebiyet verıyodu. Tahrir bolgelerinde nufuzlu
kişiler arasında yer kapatma, olup bıttıye getırme gibi olumsuz işler
olabiliyordu. Bu nufuzlu kişiler kendı baslarına çiftlık adı altında istedıklerı yere el koyup
yerlesıyorlardı. Aynı şekılde tahriri
yapılmamış oldugu için İmparatorluğun illerinde ayrıntıları acıklanmamış
subasılar veya sancakbeylerın adamları hilafi şer adı altında mugayir şekılde
akçe topladıkları oluyordu. Bu benzeri ornekler cogalınca merkeze şikayetler
iletilmiştir.
C-)TIMAR SİSTEMİ VE TAHLİLLER
Tahrirlerin amacı
icraat ıslahatın ehemmıyetının yanı sıra tımar işlerini kontrol ve düzenlemektedir.
Tımarların dagıtılması amacıyla duzenlenen defterler ıse icmal defterleri idi. Defter
sureti sormak, tahrir defterlerinde isimlerı yazılı olmayan kımselerın defterde
yazılı olmadıkları halde dirlık sahıplerıne acıktan odeyeceklerı öşür ve ve
resımlerın gelir fazlalıklarını özellikle cizye ve koyun resmı gibi her zaman
dogrudan dogruya sultana ait vergılerın ozel tahsildarlar ve müfetişler
tarafından kontrol için tımar arazisine girilebiliyordu.
Tımarlı sipahılerının sefere beraber götürecekleri techisat
ve cebelülerin adedi beratlarına ayrıntılı olarak işlenmiştir. Bu suretle yenı
tahrır sayesinde ifraz adı altında beraat fazlalıklarının padişah hasları yolu
ile merkeze aktarılıyor. Kadrolara yapılacak atamalarla tımar ordusunun
mevcudunu artırmak mümkun oluyordu.
D-)TAHRIRLER NASIL YAPILIYODU?
Tahrir işlerine memur edılen emin ve katibin sahip olması
gereken yetenekler acıklanmakta kadılarla bırlıkte bu zatların teftişe nasıl
baslayacakları belırtılmektedir. Buna gore bölgedeki tımar, vakıf ve mülk
sahipleri her türlü muafiyet ve görev erbabının tahrır komısyonunun önüne cıkıp
kendılerıne ait her türlü hak ve gorevlerını ,tayın eden belgelerin defter
suretlerinin bu heyete teslım ederler. Bundan sonra bu belge ve beyanların toplanmasından sonra komısyon üyeleri her şeyi yerınde görüp
teftiş ederler.
Tahrir komısyonları, mahallın kadılarından
baksa sancak beyleri tarafından devamlı olarak desteklenmektedir. Umumıyetle ve
sipahiler reayanın adedının ve mahsul mıktarını dusuk göstermek
temayuldedirler. Özellikle bu tehlike hudut beylerınde görulmektedir. Yıne
sancak beylerın tahrırler esnasındakı görevleri ile ilgili konularda bılgı
verılmektedır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Şuayb ATEŞ